Page 37 - Fotovizyon Fotoğraf ve Kültür Sanat Dergisi - Nisan 2025 Sayısı
P. 37
36 FO T O VİZYON FO T O VİZYON 37
Yazın alanında da öyle değil midir? söyleme ihtiyacı duyulmayabilir. Sınır koymaya, çerçeve belirlemeye hiç gerek yok
esasında. Koyduğunuz veya koyacağınız her sınır, en nihayet bir sınırdır ve sizi
Şiirde, örneğin. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, hatırlayalım: Orhan Veli, Nazım
kısıtlar, orada kalmaya zorlar.
Hikmet. Ve Romanda. Dostoyevski, Tolstoy, Balzac, Dickens. Her birinin üslubu
diğerinden farklıdır. Sinemada böyle bir şey yok mudur? Şayet olmasa idi, yönet- Sanat kulvarında yolculuk ederken, bir niyetiniz vardır. Söz söyleme ihtiyacı nedeniyle
menlerin farkından nasıl söz ederdik?!. Öyle olduğu için Tarkovski fenomendir. Peki, oradasınızdır, öğrenmek istiyorsunuzdur, varoluş gereksinimi nedeniyle o yolculuğa
Resimde durum nedir? Dali, Picasso, Cezanne, Van Gogh... Hiç biri diğerine benzemez. çıkmışsınızdır, nitelikli zaman geçirmek amacıyla tercihinizi bu yönde kullanmışsınızdır
vs. Vaziyet böyle iken, şu ya da bu yere, şu ya da bu aralığa kendinizi sıkıştırmanız,
Analog dönemin bitmek tükenmek bilmeyen tartışması veya karşıtlığı, Belgesel-
en başta kendinize haksızlıktır.
Deneysel meselesiydi. Oldum olası ‘deneysel’ tanımlamasını tam olarak bir yere
oturtamadığımızı da söylemek isteriz. Bir yandan sıkıştığınız çerçevenin dışına çıkamıyor olmanızdan kaynaklanacak negatif
psikolojik vaziyet, diğer yandan yaratıcılığınızın da aynı anda sınırlanıyor olmasından
Hep bir tereddüt vardı zihnimizde. ‘Deneysel’ sözcüğü, ilgili alanı tam olarak ifade
kaynaklanacak eksiklik.
edemiyor veya yanlış bir algıya yol açıyordu kanaatimizce. ‘Deney’ olgusu bilime
ilişkindi ve başka bir şey ifade ediyordu. Bununla birlikte, potansiyelinizi bütünüyle kullanmanız, yani kendinize herhangi bir
sınır koymamanız halinde ortaya koyabileceğiniz değerlerle insanlığa yapacağınız
Şayet deneysel kelimesinden kasıt ‘deneme’ ise ve bu da çekim aşamasında ekipmanın
katkı.
sağladığı olanaklarla bazı hünerler ortaya koymak veya çekim sonrası film ban-
yosunda, agzandizör altında (baskı sırasında) hüner göstermekse, mesele yok. Hal böyle iken, foto-graf kulvarında bir insanın hem doğa, hem portre, hem kurgu,
Tereddütle söylesek bile bunlara ‘deneysel’ demek fazla zorlayıcı olmayabilir. hem manzara, hem sokak vs çalışmasının önünde hiçbir engel yoktur. Tam tersi,
bütün alanlarda çalışmak deneyim kazandırır, bilgilenmeye katkı verir.
Öte yandan foto-grafı önceden zihninde kurmuş ve ortamı, nesneleri, ışığı, velhasıl
her şeyi o kurguya uygun şekilde hazırlayıp görüntüyü kaydetmişse, burada deney- Nitekim buna ilişkin veriler sosyal medyada görünür haldedir; çok sayıda foto-grafçı
sellikten söz etmek mümkün değildir. İlkinde bir deneme-yanılma süreci varken ve kendisini herhangi bir alanla sınırlamıyor.
hemen her şey rastlantıya bırakılırken, ikincisinde deneme-yanılma ve rastlantı söz
Mesele bu noktaya gelmişken, ‘doğrudan foto-graf’ ve ‘kurmaca foto-graf’ şeklinde
konusu değildir.
bir ayırımın da yapıldığını söylemek gerek. İnisiyatif bireyin kendisindedir.
Deneysel değilse, ‘kavramsal’ mı, ‘kurgusal’ mı, ‘kreatif’ mi?.. Doğrusu, herhangi bir
Dilerse kendisini biriyle sınırlar, dilerse kendisini serbest bırakır. Söylenecek söz, bu
tanımlamaya ihtiyaç olduğu kanaatinde değiliz.
itibarla son bulur.
Her biri tek başına söylenebileceği gibi, hepsi birlikte de söylenebilir veya hiç birini
Fotovizyon Fotoğraf ve Kültür Sanat Dergisi | NİSAN 2025 Fotovizyon Fotoğraf ve Kültür Sanat Dergisi | NİSAN 2025

